22.09.2008

Türbanlıdan İyi Ev Hanımı Olur | Sedat ONAR




Türbanlıdan İyi Ev Hanımı Olur


Valla bunu ben demiyorum, türban takan kadınların kocaları diyor. Demeseler bile uygulamaları öyle…

Türban Kurbanları makalemizi okuyan bazı okuyucularımız, yeni örnekler vererek makalemize katkıda bulundular… Zaten, ben de Bakanlar Kurulu üyelerinin tamamının eşlerinin ve kızlarının en iyi okulları çok iyi derecelerle bitirmelerine rağmen, çalış(tırıl)madıklarını belirtmiştim. Dolayısıyla ev hanımı olmak için bu kadar üst düzey bir eğitime ihtiyaç var mı diye sormuştum.

Okuyucularımdan örnekler geldi…

Necmettin Erbakan’ın kızları Elif’in Bilkent’i ve Zeynep’in de ODTÜ’yü çok başarılı derecelerle bitirmelerine rağmen evlenip, ev hanımı olduklarını bildirmişler.

Diğer örnekler de:

Enerji Bakanı Hilmi Güler’in kızı Şeyma,

Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in kızı İclal,

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın kızı Büşra Üniversiteyi bitirip ev hanımı olmuşlar.

Eşlerden ise;

Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’nu derece ile bitiren eşi Münevver hanım,

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın başarılı bir avukatken evlenince işi bırakan eşi Ahsen hanım,

Daha fazla saymak istemiyorum. Bakanlar Kurulu üyelerinin tamamının eşlerinin hangi okulları, hangi derecelerle bitirdiğini ve nasıl ev hanımı olduğunu zaten Soner Yalçın da son kitabı olan “Siz Kim Kandırıyorsunuz” da yazmış… Merak eden, bulup, okur.

Mesele söylediğimiz gibi, kadının başını örtmesinin dini olup olmadığı değil. Başbakan’ın dediği gibi zaten olay dini olmaktan uzaklaşmış, siyasi bir olay.

İktidarı elinde bulunduran yeşil-beyaz Türk sınıfının iktidarını daha da sağlamlaştırma hamlesi. Bunlar kendilerine oy atan kitleyi türbanla oyalayarak, kendi yandaşı sermaye sınıfının güçlenmesini amaçlıyor. Sermaye el değiştirsin, gerisi yavaş yavaş olur mantığı.

Akıllıca bir taktik.

Bir çok şeyden ders almışlar. İki laik bir hamama, iki türbanlı da bir iktidarı paylaşır stratejisiyle bakın bakalım hangi noktaya geldiler.

İstanbul veya Ankara’da ana caddelerden birinde dolaşınız. Başı açık kızlarımız mı daha çok dikkatinizi çekecek, yoksa son model Vakko, Beymen eşarp giymiş, altlarında son derece pahalı ve marka ayakkabılar giymiş kadınlar mı?

Ben bu mesele ile ilgileninceye kadar inanın bir türban’ın Vakko’dan en ucuza 200YTL+KDV fiyata satın alındığını bilmiyordum. Laik kesimin veya dini vicdan işi olduğunu ve devlet yönetimine karıştırılmamasını savunan kesimin zaten bu kadar büyük paralar verip de türban takması mümkün değil…

Bana inanın bu moda da geçecek. Bu memleket neler gördü, ne siyasal simgelerle uğraştı. Bizim gençlik dönemlerimizdeki, yok efendim parka altına kot pantolon giyen solcu, parka altına kumaş pantolon giyen sağcı anlayışı yıkıldı derken, şimdi de bu moda. Bırakın kamusal alan dışında takan taksın. İnanın tek tek normale dönecekler.

Hırsızlığı, uğursuzluğu, yetim hakkı yemeyi, rüşveti, akrabayı-partidaşı kayırıp ballı ihaleleri vermeyi ne zaman sona erdirirsek o zaman dinin gereklerini yapmış oluruz. Başını örtmekle, günahları örtmek mümkün olmaz. Gıda hijyeni yönetmeliğini değiştirmeden, pastörize yumurtası fabrikasını kurup, fabrika üretime geçtikten bir hafta sonra gıda hijyeni ayaklarında bisküviye, pastaya pastörize yumurta kullanma zorunluluğu getirirsen; başına ister türban tak, ister külah tak. Değişen bir şey olmaz.

Şayet bu milletin kaynaklarını yabancılara ve kendi yandaşlarına peşkeş çekmeyi bıraksınlar, hırsızlığı ve rüşveti tamamen kaldırsınlar, bende başıma türban takarım. Söz.

Yoksa, Avrupa Birliğinin tarım politikalarına uyacağım diye tütün, pamuk, pancar, buğday üreticisi çiftçiyi perişan et; ailesinin yüzüne ekonomik sıkıntılardan dolayı bakamadığı için millet tek tek intihar etsin, ondan sonra da türbana özgürlük diye gündemi bulandır.

İşin en acı kısmı nedir, biliyor musunuz? Hayatında Kur’an okumamış, caminin kapısından geçmemiş pek çok insanının bu hükümete yağ çekmek, hükümetin kaynaklarından nemalanmak için eşlerini türbana sokmaları. Ne diyelim? Söyleyecek sözümüz yok.

Ancak onlara bir tek hatırlatmada bulunabilirim.. Gusül abdesti almasını bilmeyen şeriatçılarla Cumhuriyeti yıkmak şimdilik çok zor. Taktik değiştirmeleri menfaatlerine olur.


Sedat Onar

Hiç yorum yok: