22.09.2008

İftar Sofrası | Ruhi Gökmoğol

İftar Sofrası

Geçtiğimiz günlerde şehir dışından bir konuğum vardı. Birlikte hoş zaman geçirdikten sonra akşam saatlerinde iftar için bir yere gitmemiz gerektiği aklımıza geldi.

Benim her zaman ilk tercihim “Hacıbaşar” olmuştur. Yemeklerinin lezzetinden başka temizliği, servisin kalitesi ve çalışanların güler yüzü her zaman için sizi içerisine doğru çekmektedir.

Çevresinde sürekli açılıp kapanan lokantalara inat, gerek öğle saatlerinde gerekse akşam saatlerinde sürekli doludur ve neredeyse yer bulmak da olanaksızdır.

Yazılarımı izleyen okuyucularım bilirler, daha önce yurt dışında yaşayan ablam ile birlikte gittiğimizde, ablam bana bu kalitede bir yere yurt dışında bile rastlamanın mümkün olmayacağını belirtmişti. Hatta daha önceki yazımı da ablamın ricası üzerine yazmıştım.

* * * * *

Yolunuz İstanbul’da minibüs yoluna düştüğünde Tüccarbaşı ile Kazasker arasında tam köşe başındaki mütevazı yerine uğramadan geçmemenizi öneririm.

“Hacıbaşar” Erenköy Şubesi, Yavuz Yener, İsmetullah Bedük’ün de yardımları ile Şube Müdürü Devrim Çelik tarafından prensiplerini, müşteri odaklı bir anlayışla uygulamaya geçirmiş ve hiçbir koşulda bu prensipten ödün vermeden yönetimini sürdürmektedir.

Hakan Bey, Erdoğan Bey gibi servis liderlerinin güler yüzü, siz daha kapıya yaklaştığınız anda fark edilmektedir.

Bir de Bayram Usta, Kerim Usta gibi sahnede görünmeyen ancak sizlere damak zevkinize uygun bir şekilde yemekleri hazırlayan bir ekip var. Onların da hepsinin adını anamasak da burada söz etmeden geçmem mümkün değil.

Müdüründen kasa sorumlusuna, şefinden garsonuna, komisinden paket servis elemanına, ustasından bulaşıkçısına kadar hepsinin adını burada yazamayacağım toplam 21 kişilik bir ekip ile size güler yüzle ve leziz yemeleri ile hizmete hazır olduklarını hemen fark edebilirsiniz.

* * * * *

Arkadaşım ile gittiğimiz “Hacıbaşar”da gerçek bir iftar mönüsü ile karşılandık. Nefis bir sofra sayesinde iftarın anlamını yeniden bize yaşatırken fonda çalan fantezileştirilmemiş gerçek Türk Sanat Müziği sayesinde ramazan ayını yaşamanın mutluluğuna ulaşabiliyorsunuz.

Ortamdan son derece mutlu olan ve aynı zamanda etkilenen arkadaşım bana iftar çadırlarını hatırlattı. “Kim bilir kaç kişi buralara gelemiyor ve iftarını bu çadırlarda açmak zorunda kalıyor” dedi.

O zaman düşündüm! Her akşam Türkiye genelinde kurulan bu çadırlarda en az 15 milyon insan iftarını açmakta ve artan yemekleri toplayarak sahurluk yapmakta…

* * * * *

Bunları düşünürken Hacıbaşar’ın güler yüzlü çalışanları sayesinde fark ettik ki, bu ülkenin insanları çok güzel ve bu ülkede Atatürk’ten sonra ülkeyi yönetenler ne yaparsa yapsın hâlâ güzel şeyler olmakta.

İnanmayanlar, bir gün yolunu Hacıbaşar’dan geçirsin. Haklı olduğumu onlar da görecektir…

Tarih : 19.09.2008

Hiç yorum yok: