9.09.2008

Emanete Hıyanet-1

Bookmark Post in Technorati


Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri milletvekilliğine başlangıçta Anayasanın 81nci maddesine göre yemin ederler. Ettikleri yemin şu ibareleri içerir:

““...vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, ...koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; ... Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.”

Memur olarak devlette işe başlayanlar asil memurluğa başladıklarında da, Devlet Memurları Kanununun 6ncı maddesinde belirtilen: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Atatürk İnkılap ve İlkelerine, Anayasada ifadesi bulunan Türk Milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma; ... Türk Milletinin milli... değerlerini benimseyip, koruyup bunları geliştirmek için çalışacağıma; ...milli, demokratik, laik, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”metnine göre yemin ederler.

Askerler ise; rütbeli personel okullarında, erbaş ve erler de temel askerlik eğitimlerinin sonunda İç Hizmet Kanununun 37nci maddesine göre aşağıdaki şekilde yemin ederler: “... milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim."

Devletimizin ayakta dimdik durması, vatandaşlarımızın daha zengin ve müreffeh bir ülkede güvenle yaşaması, düşmanlarımızın bize yan gözle bakamaması için bu yemini edenlerin yeminlerine namusu ve şerefi gibi sadık kalması yeter..

Ama bir yerde bir eksiklik mi var, ne? Yoksa herkes yemin ediyor. Milletvekilimiz, memurumuz, askerimiz.. Yemin eden, edene.. Kimisi ezberden, kimisi eline yazdığı kağıttan yeminini bir güzel ediyor.

Diğer yandan da ortada bir sürü virane.. Kalleşlik, ihanet, hırsızlık, rüşvet, adam sendecilik, diz boyu.

Aslında milletimiz hepsine yavaş yavaş alıştırılmıştı. Her şeyi kanıksamıştı.

Devletin 5 askerini şehit eden 7 yılda salıveriliyordu..

Hırsızlık yapan iftiharla aramızda dolaşıyordu..

Rüşvet yiyen işini bilen memurdu..

Kalleşlik yapan en muteber iş bitiriciydi..

Yalnız bu millet askerinin ihanetini kabullenemezdi. Evinden malı çalındığında, rüşvet verdiğinde sıkılmazdı. Ancak evinde namusuna sıra geldi ise, işte o zaman bir fare olsa bile kükrer, bir dağ olsa bile volkana dönerdi.

Neden mi, yemin namusunu anlatıyorum. İki yanlış bir doğru etmez de ondan. Hele hele bu kadar yanlış arasında bir doğru yoksa bunu anlatmamız gerek..

Milletvekili yemin eder; ihale takipçiliği, iş bitiricilik, torpil, suistimal yapardı. Ama askerine kurşun sıkanla tokalaşmazdı.

Asker yemin eder; nöbetinde uyur, arkadaşınla kavga eder, devlet malını hor kullanırdı. Ama arkadaşlarını şehit edenlerle işbirliği yapmazdı.

Bazıları Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e kızdı. Nedeni de; PKK’nın elinde rehin olan 8 askerin güle oynaya, bin bir rezillikle Türkiye’ye getirilişindeki onursuzluktu.

Bakanımız askerinin onursuz bir şekilde PKK’nın eline düşmesini, ardından da kahpece bir propagandaya alet olmasını hazmedemiyordu. Herhalde Türkiye genelinde bir referandum yapılsa, milletimizin büyük bir çoğunluğu Türk Askerinin böyle terörist eline kolayca düşmesi yerine mertçe ölmesini isterdi. Bunu oğulları şu an askerde, hatta o bölgede görev yapanların da istediğinden kuşkum yok..

2003 yılında Irak-Süleymaniye’de görev yapan 11 Türk Askerinin başına Amerikalılarca çuval geçirilmesi sonrasında yaşamadık mı? Milletçe kahrolmuş, keşke başlarına çuval geçirteceklerine kahramanca şehit olsalardı, dememiş miydik?

Bunu da not aldık. Yoksa daha da not almaya devam edecek miyiz? Ordumuz bu kara lekeyi mutlaka düzeltecektir. Askeri Savcılarımız mutlaka Askeri Ceza Kanunundaki “vatana hıyanet” cürümünün kağıt üzerinde kalmayacağını göstereceklerdir. En azından kahramanca vuruşmayı göze alarak, bu uğurda ya gazi ya da şehit olanların hatıralarına hürmeten bunu yapmamız gerekiyor..

Daha bitmedi. PKK’nın serbest bıraktığı bu 8 askerle ilgili hem biz çok konuşacağız, hem de tarih..



Tarih : 15.11.2007

Hiç yorum yok: