9.09.2008

DTP Kongresi

Bookmark Post in Technorati



İnsanımız ne güzeldir..

Yapılan her işten önce ve bittikten sonra “Hayırlısı” deme alışkanlığı var..

İnsanımız mutlak bir iyilik beklentisi içinde olduğundan bir iş kötüye gidecek olsa bile, “Hayırlısı”der, ardından tevekkülle olabilecekleri beklemeye başlar. Ondan sonra iyilik mi olur, kötülük mü olur pek takip etmez..

Ancak toplumsal bazı olay ve olguların hayırlı olup olmayacağı verdiği işaretlerle kendini belli eder..

DTP’nin 7 Kasım’da yaptığı Kongrenin hayır mı, şer mi olacağı 26-28 Ekim tarihlerinde Diyarbakır’da yaptığı kongre öncesi hazırlık toplantısında belli olmuştu.

Toplantının başlangıcında eski DEP Milletvekili Leyla Zana kesin ültimatomunu vererek:

“Abdullah Öcalan'ın İmralı adasından çıkarılıp halkla iletişim kurabileceği bir yere nakledilmesi halinde silahlar susar" dedi.

Yani; siz Apo’yu İmralı’dan çıkarmazsanız bizim siyasi temsilcisi olduğumuz silahlı terör örgütü gereğini yapmaya devam eder, dedi. Bu cümle DTP’nin Diyarbakır Toplantısının başlangıç cümlesiydi. Başlangıçta bunu söylerlerse, toplantıda alınan kararları ve yapılan konuşmaları irdelemenin de anlamı kalmaz.

Şimdi düşünün.. Silahtan bıkmış, sorunların siyaset yoluyla çözümlenmesini isteyenler..

Demokratik düşünce tarzını benimsemiş olanların düşünce yapısında böyle bir söylem bulunur mu?Ya benim görüşüme uygun davranacaksın, ya da benim görüşümü kabul edene kadar silahlı şiddeti kabulleneceksin!.

Her neyse.. Derdimiz DTP Kongresinde alınan kararlar..

22 Temmuz seçimlerine Türkiye partisi olma şiarıyla ortaya çıkan bir partinin kısa sürede terör örgütünün bu kadar etki alanına girebileceğini pek çok kimse tahmin etmese bile ben pek ala ediyordum.

Köşe yazarlarımızın bir kısmının “Aman canım bunda ne var?Bakın, Kuzey İrlanda’da İRA terör örgütünün legal sözcüsü Sinn Fein, İspanya’da da ETA’nın kamuoyundaki vitrininde Henri Batasuna partisi var. Dünyada bunun pek çok örneği bulunmakta. Sen adamlara legal alanda siyaset yapma hakkı vermezsen, adamlarda yer altına kayar. Terör işte o zaman şiddetlenir.”mealindeki hezeyanları..

Hatta bazı siyasetçilerimizin :”Dağdakilere söylüyorum. Gelin düz ovada siyaset yapın.” açılımları..İşin bu noktaya gelebileceğini yıllar öncesinden söylüyordu.

Ancak DTP Kongresinden çıkan sonuca baktığınızda, bu kafa yapısındaki insanların silahsız olarak söyleyebilecekleri pek fazla bir şeylerinin olmadığını anlayabiliyorsunuz.

PKK’nın eylemlerinin yoğunlaştığı, toplumun şehit acılarıyla sarsıldığı bir ortamda “demokratik özerklik” gibi deve mi, kuş mu olduğu belli olmayan bir kavram toplumu gerer, kamplaşmayı körükler. Zira bölünmeyi siyaseten değil, silahlı olarak amaçlayanların sözlerden farklı söyleyebilecekleri olmayanların Türkiye partisi olabileceğini düşünmek saflıktan ibaret olur.

Çünkü DTP’nin iki lafından biri neredeyse diyalog.. Ama diyalog derken de aba altından sopa göstermeyi ihmal etmiyorlar: ”Bizimle diyalog ancak bizim dediklerimizin tamamını-yani bölünmeyi-kabul ederseniz mümkündür. Yoksa, biz silahla diyaloğa devam ederiz. Sorunları bizim dikte ettiğimiz şekilde konuşabiliriz.”

Zaten Nurettin Demirtaş DTP Genel Başkanı seçilir seçilmez kongreye yönelik yaptığı teşekkür konuşmasında: DTP’ye karşı bir linç kampanyası yürütüldüğünü savunarak, “Bundan kim zarar görür kim karlı çıkar bunu kimse kestiremez”demiştir.

Ee, demek istiyor ki:

“1991’de benzer bir durumda İstanbul-Bakırköy’deki Çetinkaya mağazasına PKK militanlarının molotof kokteyllerle saldırması sonucunda 11 kişi ölmüştü.”bunu unutmayın..

“1994’te Tuzla tren istasyonuna PKK tarafından konulan bombanın patlaması sonucu 5 askeri öğrenci hayatını kaybetmişti.” Bunu ve bunun gibi nicelerini unutmayın. Benim size kim karlı kim zararlı çıkar demek istediğimden sizin çıkarmanız gereken sonuç budur mu demek istiyor?

Yoksa, 1998 yılındaki Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlamada ölen 7 vatandaşımızdan mı bahsediyor?

Durun, belki de 1999 yılındaki Kadıköy’deki Mavi Çarşı’da 13 vatandaşımızın PKK tarafından yakılarak öldürülmesinden bahsediyordur.

Benim, bu beyandan çıkarabileceğim bu.. Terör olayları kronolojisini daha sağlıklı tutanların Nurettin Demirtaş’ın neleri kastettiğini daha iyi çıkarabileceklerini düşünüyorum.

Bekleyelim ve görelim..

Zaman neleri kastettiğini net olarak gösterecek.. Özellikle önümüzdeki günlerde akşam haberlerini dinlerken diyaloğun neleri içerdiğini daha iyi anlayabileceğiz..


Tarih : 13.11.2007

Hiç yorum yok: